G-ÜNLÜk

Sevgili G-ÜNLÜk…

Sevgili’m G-ÜNLÜk… Şaşırmayacağım dediğim halde hala şaşırıyorum duyduklarıma, gördüklerime..Ne vakit biter bu yanılgı? Mutlu mu olmalı, yoksa kendime mi kızmalıyım kestiremiyorum… Gülüyorum en güçlü kahkahamla; dilimde güçlü safra kokusu… Alenen dile getirilmiş kişiliksizlik. Senin ‘ulaşılmazlığı’ yakıştırıp gözünde büyüttüğün, kaç bebeğin dünyaya gelişine denk zamanlar boyu sakladığın en güzel kelimelerini, onlar bi çırpıda söyleyip anlamsızlaştırmış. Ve ne yazık ki onlara inanılmış, onlara yol alınmış… Kendine kızarsın; onca zekana rağmen çözememişliğine… Şimdi gerçekler sen sorgulamadan eline düşer.…

G-ÜNLÜk

Sevgili G-ÜNLÜk…

Organize işler bunlar.Kim tarafından ve ne için kurgulandığı meçhul.Tesadüf müdür yoksa tevafuk mudur yorumlayamazsın.. Yaşananlar kalbini bulandırır. Kusasın gelir geçmişini.. Dilinde acı bir “hoşça kal” kokusu… Sus sessiz ol çocuk, şarkı henüz bitmedi Kalbine hakim ol çocuk, umut daha tükenmedi Yürü yolları çocuk, yollar henüz bitmedi İnan, sakin ol çocuk, TANRI seni terketmedi Bir masal biter, sessizlik başlar Kalbini okşar uyutursun uyutursun Gözlerin dolar avuçların terler Bir yalan söyler avutursun avunursun Yerle bir olmuş bu…

G-ÜNLÜk

Sevgili G-ÜNLÜk…

(Bugün günlerden hiç benim adım yok. Kanatlanıyor içimden binlerce siyah kelebek. Savruluyor rüzgârda yaprak gibi Kalbim, uzaklarda bir yerde. Kalbim kayıp.) Sessiz, yorgun, ağır, gözkapaklarım kapanıyor yine… Yine… (Karanlığa dokunabiliyor sanki ellerim.) Yıkık, dökük, bu şehrin duvarları birer birer üstüme yıkılıyor yine… (Sadece sesler duyuyorum..) Yine… (Ayak sesleri uzaklarda..) Kuş sürüleri terk ederken bu şehri, ardında yoksul ve kimsesiz çocuk gibi bırakıyor yine… (Susuyorum.) Yine… (Sessizlik keskin..) Ve sonbahar sinsice yaklaşarak peşinde köpek gibi bir…

G-ÜNLÜk

Sevgili G-ÜNLÜk…

Kelimelerim başka dillerde hayat bulmuş, başka yüreklerde de yaşanmış yaşadıklarım..Anlatılan hep sizin hikayenizdir aslında…Kahramanım olacağına inandığımda yerle yeksan edildiğime armağanımdır; yine bir Kahraman’ın kaleminden… Yalanlarınızın eline bakarken gözlerim, dürüstlüğünüzü bana gösterdiniz. Size inandım. Size hep, inanırdım! Dürüsttünüz. Ve acımasız! Öldürmeyi canıma ödül sayıp, beni kendi hatalarımla vurdunuz. Serseriliğimi, sessizliğinize dinleyici yaptınız. Sustunuz!… Günlerce… Konuşmadınız! Aylarca… Daha yanacak yanımın kalmadığını anladığınız da, çıkıp geldiniz. İçimin içine… Asıl yerinize, asilce oturdunuz. Gitmeleri silmiştiniz. Size inandım. Size, hep…

G-ÜNLÜk

Sevgili G-ÜNLÜk…

Önce gemimi batırıp ardından fareler gibi önden kaçtılar, bense batan gemiye acıklı öyküler yazma artistliğine özendiğimden, beni yine bıraktıkları yerde buldular…Cesaretleri sadece firari eylemlerinde vardı. O da korkaklıklarıyla aynı orantıdaydı…. Hiç gereği yokken hayatına girer insanlar Hiç gereği yokken karşına çıkarlar Hiç gereği yokken gününü, haftanı, ayını, belki de yıllarını alırlar Hiç gereği yokken gece gündüz aklından geçen her düşüncene bulaşırlar Hiç gereği yokken seni istemediğin kadar mutlu ederler Hiç gereği yokken hayatını değiştirirler, belki…

G-ÜNLÜk

Sevgili G-ÜNLÜk…

”Dürüst davranışların tek ödülü kusursuz bir yalnızlıktır. Bu, kusurlu ilişkilerden her zaman daha iyidir..” Ne doğru bir söz.. Bu kadar mı zor ki dürüst olmak, herkes kolay olanı seçiyor… Oysa çok eğreti duruyordu onda yalan..Temmuz’da kar yağması ya da kar altından çilek toplamak kadar… Güven dileniyorum sizden! Bu kadar mı acizsiniz istenileni vermekten.Biraz dürüstlük, biraz cesaret, biraz erdem…N’olur! eğer yapamayacaksanız, bırakıp çekip gidin benden… 01.11.2010 PAZARTESİ

G-ÜNLÜk

Sevgili G-ÜNLÜk…

ölsem ölsem ölsem hemen şimdi..kaçsam gitsem kaçsam; tam da şimdi.bu kez pek bi afili yalnızlık, aldatan bir kadın kadar düşman ağzı bozuk üstelik bırakmıyor acıtmadan…bu kez pek bi afilli yalnızlık, ağlayan bir kadın kadar düşman tuzaklar kurmuş üstelik, bırakmıyor acıtmadan…sövdüm sövdüm sövdüm ben dünyaya, acılara sokaklara ait olmayan insanlara..bitiyorum her nefeste ne halim varsa gördüm.çok koştum çok yoruldum ve şimdi ben de düştüm… 25.10.2010 SALI

G-ÜNLÜk

Sevgili G-ÜNLÜk…

Kafam CAN kırıklarıyla dolu ve beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor…Ruhum ağırıyor bugün…Sadece biraz dürüstlük ve cesaret lütfen! İyi insanlar gibi cesur insanların da mı hepsi atlara binip gitti..? Nasıl yağmur yağdı, ne güzeldi. Çocukluğum geldi aklıma ya da ben özellikle çocukluğuma gitmek istedim.Kuzenlerimle aynı evde geçti çocukluğum.Ben, büyük olarak paylaşmak zorunluluğu olan bir bireydim evdeki misyon tamamlama görevlendirmesinde.Küçülen kıyafetlerimi kuzenlerime verirdim.Tabi bu kozdu elimde.Benimle iyi geçinmeleri gerekirdi zira kavga anında ilk istediğim şey onlara verdiklerimdi.Hiç…

G-ÜNLÜk

Sevgili G-ÜNLÜk…

:)))) fiyuuww fiyuwwww fiyuwwww:)) zil çalan etekleri çıkardık, kalbimizin maçında yine biz kazandık:) Sen çözedur ne anlama geldiğini yazılanın, biz çoktaaaan uzaklara yolaldık; hayattan bir taş daha çaldık..:)):) False spirits … Ne hesabını veremeyeceğim bir günüm oldu ne de vicdanımı lekeleyen bir geçmişim…… Ne hissettiysem onu söyledim , onu yaşadım. Yaşadığım bir tek andan bile pişmanlık duymadım. Asla keşkelerim olmadı. Hiçbir zaman kendimle vicdan mahkemesi yapmak zorunda kalmadım. Karşıma bazen gerçek yüzler, bazen sahteler çıktı…

G-ÜNLÜk

Sevgili G-ÜNLÜk

Dilim yorgun, kalemim kırık.. İntihale gebedir yorgunluğum. Dış sesin “gir içeri”  uyarısı yankılanırken ahlak mahzenimde ve yaşanmışlıklar saç diplerimden çekiştirip dururken, neyedir çabam bilemedim…”Aşk yoksa aramakta mı yok” der ya üstad, bir dış ses de ona lazımdır zannımca…Yorgunum, çoooook yorgunum üstad konuşsun benim adıma… Dün “canım” olan yarın “düşmanım” olmaz benim…Yaşananların hatırı hep saklı kalır Hatırları sorulur selamları hep alınır.”SİLDİKLERİM” vardır bir de ! Onlar yanlışlarım ve pişmanlıklarımdır Adları anılmaz hatırları sorulmaz sadece beddualarımdır…Vicdanla birlikte……